7 Mart 2015 Cumartesi

Toros Geçişi - 2013 : 1.gün

1. Gün - 03.08.2013

Sabah kalkıp kahvaltı için restorana geçtik, o saatte bizden başka kimse yoktu.


Vasat kahvaltının ardından pansiyondan ayrıldık.



Yolda öğlen yemeği molası verdiğimiz yer.
3 çeşit yemek 6 TL. Fiyatına uygun kalitedeydi. Buz gibi pilav, kötü yemekler.
Bulamadık o ara başka da bi yer, şansımıza tüküreyim.


Yemek yerken bir taraftan Ankara’dan katılacak Ş.Bülent Toker (artık Toker diycez) ile mesajlaşıyoruz.
Ankara’dan beridir birkaç kez nokta verip bekleşmemize rağmen bir türlü buluşamadık. Bir taraftan da yol alıyoruz, yeni konumumuzu, saati bildiriyoruz.

Yakınlaşamamış haldeyiz, en kötü kampta buluşuruz diyoruz. Yemek yedik, benim bi kargo işim vardı onu hallettim ve çıktık.

Yemek yemek için girdiğimiz şehir merkezinden çıkıp ana yola bağlanırken Toker gelmesin mi?. Bu kadar olur, harika bir tesadüf.

Grup tamamlandı, durmadan yola devam ediyor Niğde’de lastik değiştireceğimiz yere yöneliyoruz.

Sanayide bir lastikçi bulup girişiyoruz lastiklere. Taner ve benim lastikler değişecek. Hassas noktalarda biz dahil olup ağır işleri lastikçiye yaptırarak lastikleri değiştiriyoruz.


Soldan sağa; Benden çıkanlar, motora takılan, motordan çıkan.

Biz bunlarla uğraşırken içeride plütonyum pillerini dolduran Bülent abimiz


ve dışarda bekleyenler;

Diğer birkaç tamiratı da sanayide hallederken (ne tamiratı daha yola yeni çıktınız diyenler Taner’le tanışmamıştır, o bulur kurcalayacak bişi)

Çıkan asfalt lastiklerini paketleyip kargoya verdim. 4 lastiği 25 TL ye İstanbul’a eve gönderdim. (ucuzmuş)

Ahaliden sonraki yolun alternatiflerini öğrendik, dağ yolu dedikleri yolu tercih edip gideceğiz. 50 km kadar yolumuz kalmış.

Akşam olmak üzere, yemek işini orada mı (Çamardı) yoksa burada mı halledelim diyoruz.

Ahalinin bir kısmı orada bu saatte yemek bulamazsınız derken diğerleri bulursunuz hem de Alabalık bile vardır diyor.
Alabalık lafına tav olup orada yemek üzere yola çıkıyoruz.

Hakkaten keyifli yollardan geçip 19:30 gibi Çamardı’na varıyoruz.



Park edip yemek yeri bakıyoruz, soruyoruz. Açık olan 2 yer var. Onlar da pideci.

Dolaşıp soruyoruz maalesef bu saatten sonra açık yer yok diyorlar.
Bize heryer açıktır diyen Niğde’deki kardeşleri ve akrabalarını anıp mecburen Pideciye oturuyoruz.

Plan yemek yiyip google earth’den gözkararı işaretlenmiş bir nokta olan kamp yerine gidip kamp atmak.

Pidecinin hemen üstündeki otelci bazılarımızın aklını karıştırıyor.

Bir kısmımız diyor ki; “grup komple burdayız, bu saatten sonra karanlıkta o noktaya gitmek, kamp yeri aranmak yerine burada konaklayalım, yarın sabah rotaya girelim.”

Diğer fikir diyor ki; “yok arkadaş ben dağda kalmaya geldim, otelde ne işim var, yatarken yıldızları seyredicem.”

Herkes haklı, demokrasi işlemez. Anlaşıp kalmak isteyenler, gitmek isteyenler ayrışıyor, sabah kamp yerinde buluşmak üzere ayrılıyoruz.

Ben otelde kalmayı tercih ettim.

Ama yarın buna pişman olacağım...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder