7 Mart 2015 Cumartesi

Toros Geçişi - 2013 : 5.gün

5. gün - 07.08.2013



Sabah kalkıp toparlanıyoruz.




Amcabey bizden önce kalkmış kalvaltı masamızı hazırlamış bile




Kahvaltıya saldırıyoruz.
Ancak bir sorunumuz var; Taner dün gece fena olmuş. Habire tuvalete gidip durmuş, bozmuş mideyi. Ateş ve halsizlik te var.
Ne yapıcaz falan konuşuyoruz.

Dilek ile Taner kalmaya, biraz daha dinlenmeye karar veriyorlar. Toparlandığında asfalttan basıp bizi bir noktada veya akşam konaklama noktasında yakalamayı düşünüyorlar.

Yapacak birşey yok, adam çok halsiz, hadi dinlen diyip biz çıkıyoruz.

Bu arada Samet'te biraz rahatsız, Taner kadar olmasa da sıkıntı var onda da.
O da biraz daha dinlenip siz Karagöle gidip gelene kadar yakalarım diyor.



Yükselmeye başladık



Bi dahakine şu gölü de rotaya ekleyelim



Hedef Karagöl.

Karagöl'e gidip gelicez, yol üstü değil. 10 km uzakta ama görelim istiyoruz, görmekten başka tırmanması keyifli.





Karagöl'e zirveden bakıyoruz.



Yanına inmek konusunda istekli değilim. Zorlu bir kısmı var, kasmak istemiyorum.
Neyi ıspatlayacağım ki.



Ama Toker rahat durmuyor ve iniyor



Sonra dönüp geliyor, çok uğraşmadan çıkmayı başarıyor, motoru da kendi de bu işe uygun.






Dönüp iniyoruz.
Samet ile haberleşiyoruz, daha iyiymiş Darboğaz'da bekleyin geliyorum diyor.
Darboğaz'a devam ediyoruz.



Darboğaz sevimli gelmiyor, oturacak yer bile bulamıyoruz, oysa 2009 da çok güzel ağırlamışlar, tepsi ile kafam kadar kalın kirazlar sunmuşlardı.
Baktık pek tat, misafirperverlik yok, Samet'i arayıp Darboğaz'da beklemeyip rota üstünde görebileceği şekilde yeşillik bir yerlerde duracağımızı söyledik.

Yol boyunca teyzeler gördük bizden..



Bi yeşillik gölgelikte Samet'i bekledik, geldi devam ettik.



Yazıgöl yaylasına geldik




Plutonyum abi hemen şarj moduna girdi



Yakındaki yörük çadırına gittim, iki muhabbet edelim diye.


Maalesef beyler yok, bayram namazı için şehire gitmişler.
Çocukları sevdik, oyuncak verdik.





Sağolsunlar onlar da bize ayran ikram ettiler.


Dinlendikten sonra yola koyuluyoruz .
2700 mt civarındaki platodayız.
Önümüzde epeyce düz yol var, bunun gibi




Biraz daha yükselip


İnişe geçiyoruz.
Şu karşıdaki yola ineceğiz.




Burada da dünkü gibi önden tek başıma gidiyorum.
Keyfim katlanıyor.



Bi su çeşmesi buldum, burada bekleyeyim arkadakileri.






Ana! burda dev bir ağaç ta varmış
Ana Ardıç Ağacı




Bu arada tayfa geldi



Sarılıyomuşum gibi çek pampa



Dev ağaçla herkes resim çekildikten sonra devam ediyoruz.
Demeye kalmadı önümüz kesildi


Oha!
Lan Allaan dağında yol kesik, kapı kilitli.
Ne yapıcaz, 100 km geldiğimiz yaylalardan dağlardan geri mi dönücez, olur mu öyle şey.

Araştır-et, sağ tarafında bi boşluk bulduk, dar falan ama motorları geçiririz gibi.
Birkaç deneme ve desteklerle motorları geçirdik.
Oh be!



Nefis manzaralar eşliğinde devam ediyoruz.
Bol oksijenli



Konaklama noktamız Çamlıyayla'ya yaklaştık.
İyi, erkence geldik, acıktık ta..

Lan!
Şaka mı bu!


Olm bunlar manyak mı?
Ne diye habire yolu kesip duruyolar.
Dağ yolu la bu, başka geçiş yok ki, yan sokaktan falan aşamayacağıma göre buradan başka yol yok.

Bakınıp duruyoruz, biraz geri gidip alternatif yollar arıyoruz, yok.

Zincir de sağlam mı sağlam.
Kaldırıp altından geçme şansımız da yok, ortasından yere sabitlemişler.

Karşıda bir bina var, bağrınıyoruz ama kimse yok.

Ortadan yere bağlanan kısmı kanırtarak sökmeyi başardık, zincir biraz kalkıyo ama hala motorları altından geçirecek kaldar yüksek değil.

Motorları teker teker yan yatırarak birkaç kişi elle geçirelim diyoruz.

Başlıyoruz ilkine, önü geçiriyoruz ki biri baarıyo uzaktan.  Hooooo...

Hemen geri çekiyoruz, çaktırmadan da söktüğümüz yeri takıyoruz.

- Baba bu ne yaaaa. nerden geçicez?
- Siz nasıl girdiniz ki oraya? Yasak bölge orası. Yukarıda kapı kapalıydı?
(Haaa... şu kapalı kapıdan buraya kadar ki kısım yasakmış demek ki)
- Kapının yanında boşluk vardı ordan geçtik, onu boşver de nereye gidelim? 200 km geri mi dönelim dağdan?
- Tabiatı koruma sahası burası, av yasağı var ondan böyle.
- Baba biz avcıya benziyomuyuz, aç ta geçelim gidelim zaten geldik sayılır.
- Tamam.. ama plakalarınız kaydedicez
- Niye?
- Bi durum olursa falan mecburi
- İyi al baba arkadan, ben yürüyorum..

Bu arada 10.000 Dolara mı ne turistik avcılık yaptırıyolarmış, bi de tabiatı koruma diyolar.
Paran varsa sorun yok ama beleşe avlanmak yok.


Geçip Çamlıyayla'ya varıyoruz. Samet'in memleketi. Burada evleri var, ata evi.
Çocukluğu buralarda geçmiş, buralar eskiden yaylaymış şimdi bildiğin şehir olmuş.


Depoları doldurup Samet'in bağ evine geçiyoruz.



Ev artık yaşayan olmadığından bakımsız ama o doğanın içinde 5 yıldız otel gibi




Bu arada benim midede de hareketlenme başladı.
Biz bişeyle zehirlendik belli ki.
Taner'le haberleştik, hastaneye gitmiş, bağırsak enfeksiyonu demişler, iğneler falan toparlamış biraz, çıkıp geliyorlar ama varmaları geceyi bulacak.
Samet daha iyi, kıyısından atlattı gibi, sıra bana gelmiş demek ki.

Samet tanıdıklarına güveç benzeri bir yemek hazırlatmış, gidip onu yiyeceğiz.
Pişmesine birkaç saat var, şehri gezelim diyolar, ben siz gidin ben duş falan alıp geleyim diyorum, halsizim.

Biraz dinleniyorum ama durum pek hoş değil, bağırsaklar bozulmuş.

Yemeğe gidiyorum. O güzelim yemek bile iştahımı açmıyor, biraz atıştırmaktan öteye gidemiyorum.


Keyifsizim. Şehirde biraz dolanıyoruz.

Tatlı bi kız buluyorum, azcık seviyorum



Yöresel lezzetleri tadıyoruz



Ben erkenden izin isteyip gidip yatıyorum, dinlenip yarına iyi olmayı umuyorum.



Ben erkenden izin isteyip gidip yatıyorum, dinlenip yarına iyi olmayı umuyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder