7. gün - 09.08.2013
Sabah çok erken kalkıp hastaneye gittim.
Gene serum taktırdım.
1 saat sonra otelin önüne geldim, takviyeyi yedim, iyiyim.
Bizimkiler biriyle sohbet ediyorlar. Katıldım, tanıştık.
Kendisi de motorcuymuş, Mut'ta Avukatmış.
Rotamızı soruyo, rota tavsiyelerinde bulunuyo, alternatifler
sayıyo falan.
Bizimkilerin bir kısmı adamın önerilerini beğenirken bir
kısmı boşverin ya bildiğimiz gibi gidelim diyor.
Adam Mut'un bir köyündenmiş ve o gün köyüne milletvekili
ziyareti olacakmış, festival mı ne varmış, isterseniz köyüme de buyrun, oralar
da çok keyiflidir, oradan size bir rota çizerim güzel yollardan geçersiniz
diyor.
Diğer yandan birkaç motorcu arkadaşını arıyor, bizden
bahsediyor, organize etmeye çalışıyor, bir ilgi bir ilgi.
Dedik bi kahvaltı edelim, düşünelim.
Adam da bir işini görmeye gitti gelecek.
Ben adamın misafirperverliğinden çok mutlu oldum. Davetine
de icabet ederek karşılık vermek istiyorum. Dönüp yoluma devam etmek uygun
gelmedi bana.
Zaten aradığımız köy ortamı, dağlar yaylalar ve yerli halk
ile muhabbet değil mi.
Ben ve Samet adamın köyüne gitme yönünde oy verirken diğer
arkadaşlar kendi rotalarında gitmek istiyorlar.
Çıkışta ayrılıp bir süre sonra birleşme durumu da olduğundan
ikiye bölünmeye karar verdik.
Ben Samet ile adamın davetine katılacak, oradan
belirlediğimiz bir yerde buluşacağız.
Diğer arkadaşlar da kendi rotalarında giderek belirlediğimiz
yere gelecek. Arada mesajlaşıp saati denk getirmeye çalışacağız.
Avukat geldi, yanında motorlu bir arkadaşıyla.
Durumu anlattık, kendisi arabayla gideceğinden, keyifli
toprak yollardan götürmek üzere bize kılavuz olarak motorcu arkadaşını verdi.
Arkadaş önde biz arkada köylerine gidiyoruz
Seyir tepesinde durduk
Keyifli yollar aşarak köye
gidiyoruz.
Avukatın köyü Elmapınar Köyüne geldik.
Bir meydanda hazırlıklar yapıyorlar.
Bizi buyur ettiler, bir masaya oturttular.
Köy halkı gelip gelip hoşgeldiniz diyor, muhabbet ediyor.
İkramlar geliyor-gidiyor.
Avukatın misafiri olmamız ve dışardan birileri olmamız
sebebi ile bize ilgi bir hayli fazla.
Sanırsın milletvekili biziz.
Köyün ileri gelenleri falan geldi muhabbet ettik bir süre.
Memleketi kurtardık :)
Çok oyalanmıyalım diğer arkadaşlarla buluşacağız diyip izin
istedik.
Bize keyif alacağımız rota tarif ettiler inceden inceye.
Çıktık tarif edilen yol üzerinden Buluşma yerine doğru.
1700m civarında irtifada keyifle sürüyoruz, çorak arazide.
Önümüze ufak sayılabilecek yeşillik bir alan çıktı
Kocaman tek bir ağaç
ve hemen yanında su kaynağı havuzu
Adını şimdi anımsayamadığım bir yayla.
O havuzda yerden su çıkıyor, kaynak orası.
Buz gibi ve cam gibi temiz sudan doyasıya içtik. Köylülerle
sohbet ettik.
Bir ara oradaki bir arsayı motorla değiştirme pazarlığına da
girdik ama anlaşma sağlanamadı. :)
Biraz dinlendikten sonra yola devam ettik.
Çok keyifli yollardı hakkaten.
Sertavul Geçidi 1650m den geçerken durup Avukatı telefonla
arayıp hem vukuatsız anayola çıktığımızı bildirdik hem de teşekkür ettik rota
için.
Bu arada diğer grupla haberleşiyoruz.
Onlar gerçek Yerköprü Şelalesine gitmişler. Çimiyolarmış :)
Yolları kapalı imiş falan epey oyalanmışlar.
Bozkır'da buluşacağız demiştik ama onlar bizden geride
kaldı.
Bi de Toker'in lastik patlamış ona oyalanmışlar
Biz Bozkır!a geldik ama onlar epeyce gerideler. Aradık dedik
ufak ufak ilerleyelim ilerde buluşuruz.
Ağır tempoda giitik yolda tarlalara baka baka
Bişi anlamadım, devam ettim.
Arada diğer grupla mesajlaşıyoruz konum-saat bildiriyoruz.
Aramızda 1 saat kadar var.
Seydişehir'de yemek yiyelim bekleyelim dedik, girdik bir
esnaf lokantasına.
Ekonomik ve lezzetli yemekleri yedikten sonra bi son durum
araması yapalım dedik.
Arkadaşlar yemeğe oturmuşlar ve uzunca bir süre
oyalanmışlar.
Aramız 2 saat kadar açıldı.
Dedik o kadar oturarak beklenmez, biz önden gidelim, bir
kamp yeri bulalım, çadırı atalım, onlar sonra gelsinler.
Şurasımı burasımı diye yavaş yavaş gidip kamp yeri bakıyoruz
Samet'le.
Beyşehir Gölüne geldik, Göl boyunca gidip yer bakmaya devam
ediyoruz.
Düzgün bir yer bulamadık.
Nihayet Beyşehir Gölü bitişine yakın Kıreli'nde durup
yerlilere sorduk varmıdır güzel bir kamp yeri diye. 4 km uzakta göl yanında
Tolca'da yer bulursunuz dediler.
Oraya da bakalım diye girdik.
Göl yanında muhtelif yerler var
Bi turlayıp yeşillik yanında yer beğendik.
Attık çadırları
Samet gene çadırını benden uzağa kurdu, horluyorum diye :)
Soyunup dökünüp çadır kurma işini bitirdikten sonra diğer
ekiple haberleşmeye çalışıyoruz. Yerimizi koordinat ve tarif olarak mesaj
çekmiştik zaten.
Çok gerideler hala.
Ya çok ağırdan alıyorlar ya da çok oyalanıyorlar anlamadık
gitti, o kadar ağır gelmemize rağmen gelemediler bir türlü.
Hava kararmak üzereyken Taner aradı. Beyşehir'delermiş ve
artık daha fazla gitmek istemiyorlarmış, orada bir otele geçeceklermiş.
Yav az mesafe kaldı, bi yarım saat kadar daha devam edin
gelin işte dediysek te ikna edemedik, otele geçtiler.
Bir süre sonra iki motor geldi.
Aaaa Bülent abi ve Toker.
Hayırdır siz kalmadınız mı dedik.
Meğer onlar da tempodan sıkılıp biraz uzamışlar derken onlar
da ikiye ayrılmış.
Bunlar bizim kampa doğru tempoyu artırıp gelirlerken
arkalarındaki Taner,dilek, cem Beyşehirde kalmaya karar vermişler bunların
haberi yok tabii.
Velhasıl o gün bi toplaşamadık. Akşamını da ayrı ettik.
Bunlar da otel çocuklarının fotoları
Sizce bu mu rahat
Bu mu?
Biz de akşam karanlığında göl kenarında yıldızları
seyrederek muhabbete koyulduk.
Bugün Cuma. Yarınki planı konuşuyoruz.
Ben hastalığım sebebi ile pek keyifsizim ve bir an önce eve
dönme arzusundayım.
Bülent abi ise haklı olarak, daha 2 gün var niye döneyim
yolu dolaştırıp bir gün daha konaklayacağım diyor.
Ben ayrılsam yarın direk dönüşe geçsem olur mu diye izin
istiyorum.
Anlaşıyoruz.
Onlar yarın oteldekilerle buluşup Eğridir Gölü taraflarına
dönecek ve bir gün daha geçirecekler.
Ben ise 550-600 km kalan yolu tek seferde sürerek akşama evde
olacak, Pazar günü evde dinleneceğim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder